SUŞEHRİ 2018-2019 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI  DÖGEP MAYIS  AYI  RAPORU

KONU:Tarihi veriler ışığında kültür ve medeniyetimizdeki anlayışın düşünceye,insana,sosyal hayata  eğitime,bilim kuramlarına,şehre,sanata,mimariye,dil ve edebiyata yansımaları

            Suşehri 2018-2019 Eğitim Öğretim Yılı  DÖGEP Mayıs ayı toplantısı Sezgin KÖSE başkanlığında Suşehri Atatürk Ortaokulunda saat 16.00 da başladı. Başkan Sezgin KÖSE açılış konuşmasını yaptıktan sonra bütün öğretmenlerimiz tarafından araştırılmış olan Milli Kültür meseleleri ve Maarif davamız adlı eseri kısa bir açıklama ile sözü Taştan  POLAT'a devretti. Taştan POLAT 'ın sunumu ve Öğretmenlerimizin katılımı ile  ilgili toplantı yapıldı.Öğretmenlerimizle konu görüşülmüş olup kısaca aşağıda bahsedilmiştir.

   

                        Milli Kültür ve Meseleleri ve Maarif Davamız

                                       (Semiha AYVERDİ)

 

Aslında bu bir kitap değil, bir makaledir. Ancak daha sonraları değişik zamanlarda yazılanlar da ilave edilerek bir kitap haline getirilmiştir.

            Çağımızın önemli mütefekkir ve araştırmacı biri olan Semiha Ayverdi Hanımefendi, 25 Kasım 1905 yılında İstanbul'da doğmuş ve1993 yılının 22 Mart'ında Fatih'te yaşadığı evinde vefat etmiştir. Kabri Merkez Efendi Kabristanı'ndadır.

Semiha Ayverdi, bir Türk-İslâm aydını, romancısı ve mütefekkiridir. Bu bakımdan O'nun gönülden inanıp bağlandığı, fikrî şahsiyetini de oluşturan asıl kaynak Türk-İslâm medeniyetini oluşturan inanç ve fikirdir.

Kitap, beş bölümden oluşmaktadır. İnsana verdiği değer ve önemden dolayı 1.Bölümde insan üzerinde durur. Bir toplumun gelişmişlik düzeyi insana verdiği değerle ölçülür. Toplumun temeli, kültürleri geliştiren, yaşatan, medeniyetleri ayakta tutan insanı yaratılış gayesine uygun olarak ele alınması gerektiğini dile getirir.

Onun asıl meselesi, bütün insanlığın da aslî meselesi olması gereken Allah ve insan meselesidir. Yani kulun, Yaratıcı ile olan münasebetidir. Bu münasebetin Allah'ın istediği şekilde kurulmasıdır. Semiha Ayverdi'ye göre, bu aslî mesele halledilmeden ne siyasî, ne iktisadî, ne ilmî hiçbir mesele halledilemez. Neticede her konu, gelip insana dayanır.

Bu bakımdan Ayverdi, Allah ve insan meselesini, islâm tasavvufu ve eğitim anlayışı içerisinde asıl mesele olarak ele almaktadır.

O'na göre insan, Allah'ın yarattığı en mükemmel ve en büyük eserdir. Kainattaki bütün olaylar insan eliyle yapılmaktadır. Böyle olunca, insan eğer Allah'la sağlıklı ve samimi bir münasebet içerisinde değilse dünyada  kendisi ve toplumu için güzel ve yararlı faaliyetler yapamaz.

 Kitabın 2. Bölümü ise bizim alanımızla ilgilidir. Yani Maarif Davamız.

"Bugün Türkiye'nin maariften daha mühim bir meselesi yoktur. O hâllolduğu takdirde, bu ana merkeze bağlı olan bütün meseleler kendiliğinden derlenip toparlanacak, ahlâk ve imân krizleri içinde bocalamakta olan büyük kütle, nefes almış bulunacaktır. Yeter ki prensiplerimize sımsıkı sarılalım ve tuttuğumuzu koparmak karar ve gücünde olabilelim.

           Târihin doğru konuşan dudağı, bütün âvâzı ile seslenmektedir. Duyalım... Binlerce yıllık Türk târihinin feryâtlarına artık kulaklarımızı tıkamaktan vazgeçip; emrince, yolumuzu doğrultup kendi kendimizi tahrip ve imhâ gafletinden kurtulalım... Zirâ bu, son fırsattır."

"Topraklarını kaybeden, türlü hezîmet ve mağlûbiyetler ile yüreği dağlanan Türk milleti, insana değer verdiği müddetçe büyük millet şuûrunu kaybetmedi. Dili, dîni, târihi, görenek ve gelenekleri, kapanın elinde kalıp yağmalanmadı.

İkbâlimiz ve istikbâlimiz adına, çocuğu, târihi, kültürü ve mukaddesâtı ile bir sistem ve metot dâhilinde yüz yüze getirmek gerekir. Şu bir gerçektir ki, dünü unutan, bugünü de bilemez. Hele istikbal için ümit beslemesi pek abestir.

Semiha Ayverdi ülkede bir eğitim felsefesi oluşturulmadığı için eğitimde başarısızlıkların ortaya çıktığını söylemektedir. Ayrıca " maarifin sorunlarının çözümü en önce yapılmalıdır. İnsanın kafasını kaldırmadan, onun kafasını da, ruhunu da düzenli ve şuurlu bir seviyeye getirmeden yapılan her maddi hamle başarısızlığa mahkumdur." diyerek maarif konusundaki görüşünü ve konuya nasıl baktığını ifade etmektedir.

Yine bir başka yerde eğitimin önemi konusunda şunları söylemektedir: "Memleket dert ve dâvâlarına başını eğmiş her vatandaşın bilmesi gereken bir gerçek vardır. O da, bir ölüm kalım meselesi olarak ele alınması gereken keyfiyetin, eğitim ve öğretim politikamız olduğu hakîkatidir"

          Semiha Ayverdi, ferdî ve içtimâî hayatın emniyetini, iç ve dış muhasebenin birlikte yapılmasına bağlamaktadır

Mütefekkir ve araştırmacı bir yazar olan Semiha Ayverdi, olaylara tasavvuf kültürü penceresinden bakmaya çalışmış, yazılarında daha çok Allah, insan ve âlem ilişkisine dikkat çekmiştir. Osmanlı medeniyetinin bir temsilcisi, Osmanlı terbiyesinin canlı bir örneği, Osmanlı kültürünün mirasçısı ve tasavvuf edebiyatının son devir mümessili olarak Ayverdi, milletimizin dünü, bugünü ve yarını arasında bir köprü kurmuştur.

 

Sonuç olarak Tarihi veriler ışığında kültür ve medeniyetimizdeki anlayışın düşünceye,insana,sosyal hayata, eğitime, bilim kuramlarına,şehre,sanata,mimariye,dil ve edebiyata yansımalarının ne denli önemli olduğu vurgulanmıştır.